ABD Ulusal Güvenlik Konseyi’nden üst düzey bir yetkili, Çinli hackerların Amerikan vatandaşlarının telefon görüşmeleri ve mesajlarına erişmek için gerçekleştirdiği siber saldırıların, düşünüldüğünden çok daha geniş kapsamlı olduğunu açıkladı. En az sekiz Amerikan telekomünikasyon şirketinin bu saldırılardan etkilendiği belirtildi.
Saldırının Kapsamı ve Hedefleri
Ulusal Güvenlik Konseyi’nde siber ve yeni teknolojilerden sorumlu başkan yardımcısı Anne Neuberger, dünya genelinde “düzinelerce ülkenin” bu siber casusluk kampanyasından etkilendiğini ifade etti. Hackerların, Amerikan vatandaşlarına ait büyük miktarda telefon verisine eriştiği ancak tüm ülke genelini kapsamadığı belirtildi. Saldırının amacının, daha derinlemesine casusluk faaliyetleri için potansiyel hedefleri belirlemek olduğu vurgulandı.
Yetkililer, saldırıya uğrayan telekom şirketlerinin isimlerini açıklamazken, daha önce AT&T, Verizon ve Lumen Technologies gibi büyük şirketlerin de benzer saldırılara maruz kaldığı biliniyor. Neuberger, “ABD şirketleri siber güvenlik açıklarını kapatmadıkça iletişim sistemlerinde devam eden bir risk var. Çinli hackerlar muhtemelen erişimlerini sürdüreceklerdir” dedi.
Çin’den Siber Saldırı İddialarına Yanıt
Çin hükümeti, bu tür siber casusluk suçlamalarını reddediyor. Washington’daki Çin Büyükelçiliği sözcüsü, “Çin, ABD’nin somut bir temele dayanmayan karalama kampanyalarına kesinlikle karşı çıkıyor” açıklamasını yaptı.
Siber güvenlik uzmanları, Çin’in uzun süredir dünya genelinde telekomünikasyon ağlarını hedef aldığını belirtiyor. Microsoft tarafından “Salt Typhoon” olarak adlandırılan bu son kampanyanın, özellikle son iki yılda yoğunlaştığı ifade ediliyor. Gelişmiş siber saldırı ekiplerinin, geniş bilgisayar ağlarının derinliklerinde uzun süre fark edilmeden kalabildiği ve bu nedenle tehdidin devam ettiği uyarısı yapılıyor.
ABD’nin Alacağı Önlemler
ABD’li yetkililer, telekomünikasyon şirketlerinin siber güvenlik önlemlerini artırması gerektiğini vurguluyor. Şirketlerin, sistemlerindeki güvenlik açıklarını tespit edip kapatmaları ve hackerları tamamen ağlarından çıkarmaları için yoğun bir çaba gerektiği belirtiliyor. Neuberger, “İletişim güvenliği için hızlı ve etkili adımlar atılmalı” diyerek şirketleri uyardı.
Bu siber saldırıların sadece ABD ile sınırlı kalmadığı, dünya genelinde birçok ülkenin benzer tehditlerle karşı karşıya olduğu ifade ediliyor. Uzmanlar, uluslararası iş birliğinin ve bilgi paylaşımının önemine dikkat çekerek, küresel ölçekte siber güvenlik stratejilerinin geliştirilmesi gerektiğini savunuyor.
Çinli hackerların ABD telekomünikasyon sektörüne yönelik gerçekleştirdiği bu geniş çaplı saldırı, siber güvenlik konusundaki zafiyetleri bir kez daha gözler önüne serdi. Hem şirketlerin hem de devlet kurumlarının bu tür tehditlere karşı daha proaktif olmaları ve gerekli önlemleri almaları büyük önem taşıyor. İletişim güvenliğinin sağlanması, sadece ulusal güvenlik değil, aynı zamanda bireylerin mahremiyetinin korunması açısından da kritik bir rol oynuyor.