İzmir Bornova’da, 17 Aralık’ta yaşanan trajik bir olay, sosyal medyada yayılan zararlı akımların ne denli tehlikeli olabileceğini yeniden gözler önüne serdi. 11 yaşındaki Mert Yetiştiren, iddiaya göre Tiktok’ta gördüğü bir kolonya yakma TikTok akımı denemek isteyince kendini ateşe verdi. Hastanede 17 gün boyunca yaşam mücadelesi veren küçük çocuk, tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti.
TikTok Akımı Yine Tartışma Konusu
Çocukların ve gençlerin zararlı içeriklere kolaylıkla erişebilmesi, uzmanlar tarafından uzun süredir dile getirilen önemli bir sorun. Mert’in ailesi, küçük çocuğun evde yalnız olduğu sırada sosyal medya videolarından etkilenerek bu tehlikeli denemeyi yaptığını belirtiyor. Yaşamını yitiren çocuğun ölümü, sosyal medya platformlarının içerik denetleme politikalarını bir kez daha sorgulatmaya başladı.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’ndan Açıklama
Mert Yetiştiren’in vefatı üzerine Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı da bir açıklama yaparak, sosyal medyadaki zararlı içeriklerin çocuklar üzerinde yaratabileceği tehlikelere dikkat çekti. Bakanlık, “Bu acı kayıp, sosyal medya düzenlemesinin ne kadar gerekli olduğunu hepimize yeniden hatırlatıyor” diyerek, çocukların korunması için yürütülen çalışmaların hız kesmeden devam edeceğini vurguladı.
Ebeveyn ve Kurumların Alabileceği Önlemler
- Aile İçi İletişim: Çocuklarla sıkça sohbet ederek nelere ilgi duyduklarını, sosyal medyada neler izlediklerini öğrenmek, riskli eğilimlerin önüne geçmede ilk adım olabilir.
- Eğitim ve Bilinçlendirme: Okullarda ve sosyal alanlarda güvenli internet kullanımı hakkında seminerler düzenlenmeli, veliler bu konuda bilgilendirilmelidir.
- Dijital Gözetim: Kısıtlama programları, ebeveyn denetim araçları ve platformların ebeveyn kontrolleri aktifleştirilerek çocuklar tehlikeli içeriklerden uzak tutulabilir.
- Yasal Düzenlemeler: Sosyal medya platformlarının içerik denetleme sorumluluğu, ilgili kurumlarca daha net çerçevelerle belirlenerek yaptırımlar uygulanabilir.
Mert Yetiştiren’in ölümü, yalnızca ailesini değil tüm Türkiye’yi derinden sarstı. Bu üzücü olay, sosyal medyanın özellikle çocuklar için güvenli alan olmaktan uzaklaşabileceğini bir kez daha gösterdi. Uzmanlar, ailelerin ve kurumların birlikte hareket ederek bu tarz tehlikeli TikTok akımı ve benzeri özenmelerin önüne geçmesi gerektiğinin altını çiziyor.
Sonuç olarak, dijital platformlardaki içeriklerin özellikle TikTok akımı gibi video içeriklerin çocukları nasıl etkilediği tüm kesimler tarafından daha titizlikle ele alınmalı. Mert’in hatırası, benzer trajedilerin yaşanmaması için hem bilinçlenme hem de düzenlemelerin hızlanması gerektiğine dair önemli bir uyarı niteliğinde.